Elma Kokan Salon

Henüz Trakya görmemiş ama “bir Trakya göreyim pir Trakya göreyim” diyenlere Edirne’yi tavsiye ediyorum. Şehir, adını bir Roma İmparatorundan alıyor. Hadrianopolis ismi, zamanla Edirne oluyor. Söz uçar yazı kalır derler ya tam o olmuş, neyse Edirneliler bu halini daha çok sevdi bence.  Edirne’yi şehri seven biri ile gezmeyi tavsiye ediyorum. Edirneli biri profesyonel rehber kadar şehre hakim oluyor ve amatör ruhla bağ kurmaya açık oluyor. Mis gibi yeni insan. Hayat tanıdığımız her insanla daha kıymetli oluyor, bilakis tecrübe ettim, şiddetle tavsiye ederim. Şiddet konusunda ciddi değilim, kimseye döve döve değiştiremem hayat sizin, enerji sizin, ben sadece bal gösterip heveslendiririm, kıskandırırım. Edirne diyordum, bir Osmanlı başkenti. İstanbul görenler, Bursa görenler ne dediğimi çok iyi anlar.  Osmanlı nereyi başkent yapacağını iyi biliyor. Şehrin lokasyonu, arazi yapısı ve ona sahip olmanın verdiği meşakkat bir araya geldiğinde, Edirne kesinlikle başkent olmalı diyor insa...

Ağustos ayı senenin en sevdiğim, en kendimi ait hissettiğim ayı. Sıcak seven biri olmam bir yana bir de bu ayın beni kendine kabul etmesi bende ki sevginin müsebbibi olabilir. Erkenden doğuvermişim, ve ağustos ayı, beni kabul etmiş. Karşılıklı bir kabul durumu da olabilir. Öyle değil midir zaten, insan doğduğu yere, doğduğu zamana ayrı bir bağ kurar. Benim aslında her şeyle bağ kurasım var ama neyse. Arada kendi kitabımı okuyorum, 2020 benim için yepyeni bir döneme geçtiğim bir seneydi, kendimi iyi etmek için bir şeyler yazmıştım sonra onları kitap yapmak istedim ve içine girilince kitap çıkarmanın öyle aman aman bir şey olmadığını anladım. O farkındalık başka şeylere de sirayet etti. Bir tür kelebek etkisi oldu. Bir baktım, benden bambaşka bir ben çıktı. İçimde daha başka hangi benler var diye, keşfe dururken yaş aldıkça başka biri oluverdim. Her olduğum kişi bana iyi geldi ve birbirimiz çok sevdik. Kimi kaldı kimi gitti. Yaş almak demişken, geçen bir yerlerde okudum, 50 yaş için ömrü...