Biber Salçası
Bilen bilir, biber salçası yemekleri olduğu yerden alır muazzam bir lezzet noktasına getirir. Biber salçası, domates salçası gibi değildir. Sadece salça değildir.
Biber salçasını metafor olarak kullanmak istiyorum. Kız arkadaşlığı için metafor olarak kullanmak istiyorum.
Geçenlerde 50 yıla yakın dostluğum olan arkadaşımla görüştük. Hala eski günlerdeki gibiydik. Oysa onunla ne iyi günler, ne kötü günler gördük. Arada birbirimize kızdık, arada birbirimize aşırı ihtiyaç duyduk.
Bu dostum olan kadın, aynı zamanda akrabam. Kendisi teyzemin kızı, bilen bilir teyzeler bu kültürde çok kıymetlidir. Aynı yerde büyünülen akran teyze kızı o kıymeti daha da üst seviyelere çıkarır. Hatta şans olur hayatı yemeğe katılan biber salçası gibi tepede bir lezzete eriştirir.
Jane Fonda’dan duymuştum, kız arkadaşa sahip olmamak, kadınları sigara içmek kadar olumuz etkiliyormuş. Sigara içmek sağlığa zararlıdır, bu zarar kadınları erkeklerden daha fazla etkiler. Dostu gibi kız arkadaşı olmayan kadın, sigaraya maruz kalmış kadın gibi olur. Bünyesi yıpranmış olur, bünyesi desteksiz olur, kolayca hırpalanır.
Dünya çapında bir psikoloji teorisi var. Tend-and-befriend. Anlamı “birbirine yönel ve arkadaş ol” gibi bir şey. Araştırmayı yapan uzmanlar, sosyal hayatta bazı canlıların kriz anlarında sosyalleşerek krizleri aştığını görüyorlar. Aynı durum kadınlar için de geçerli.
Kanseri atlatan kadınlar üzerinde bir araştırma yapılıyor. Kanseri yenen kadınların, kanserle savaşan kadınlar olmadığı onun yerine, yakınları olan kadınlardan sosyal destek alarak ve bakım verici davranışlar alarak kanseri yendikleri görülüyor.
İhtiyaçlarını dile getiren kadınların, yakınları olan kadınlardan gördükleri sosyal destek sayesinde oksitosin hormonu salgılanıyor ve oksitosin hormonu sayesinde bünye stresle başa çıkabilir hale geliyor ve bağışıklık fonksiyonları işlevini yerine getirebiliyor.
Kadınlar erkeklere nispeten daha sosyal canlılardır. İhtiyaçlarını dile getirirler ve bu ihtiyaçlarını gidermek için ellerinden geleni yaparlar.
Yazımın burası kadınlara bir soru; Bir düşünün en son hangi kız arkadaşınızı aradınız ya da hangi kız arkadaşınız sizi aradı? Hangi derdi vardı, o dert için beraber neler yaptınız? Kime kızmıştı, o kızdı diye kimleri kimleri beraber gömdünüz? Hangi eski salak komik anılarınıza güldünüz beraber? Anlattıklarınızın eşliğinde ne kadar süre sesli sesli güldünüz, kahkahanızın desibeli ne kadar yüksekti?
Benim bu konudaki en büyük şansım, teyzemin kızı ile aynı köyde doğmamız, aynı köyde büyümemiz, annelerimizin yakın olması, sık sık görüşebilmemiz oldu. Kendisi ile aynı üniversitede okuduk, yakın şehirlerde evlendik, sonra aynı şehirde çocuklarımızı büyüttük. Bence bizdeki bu yakınlık bizim arkadaşlık becerimizi de geliştirdi. İkimiz de hayatımızın her döneminde içinde olduğumuz tüm sosyal ortamlarda, arkadaş sahibi olduk, yalnız kalmadık. Birilerinin işine yaradık, birileri bizim işimize yaradı. Arakadaşlık da evlilik gibidir, menfaatler sağlandıkça devam eder. Menfaatlerden kastım tek taraflı bir şey değil, arkadaşlığın içindeki iki tarafın da ihtiyaçlarının giderilmesinden bahsediyorum. Bir insanın başka bir insana ilaç olmasından bahsediyorum. Hiçbir arkadaşlık anne çocuk ilişkisi gibi değildir, kimse diğerinden daha fazla mesul değildir, biri bakım veren biri bakım alan olmaz. Arada biri fazla verir arada diğeri, arada biri bakım verir arada diğeri, arada biri keyif verir arada diğeri. Kalan zamanlarda gezilir, alışveriş yapılır, naz çekilir, telefonda konuşulur. Araya zaman ya da mesafe girdiği durumlarda, bir araya gelindiğinde bağlar eskiden olduğu yerden devam eder. Aynı sıcaklıkla dinlenir karşı taraf.
Arkadaş daha doğrusu kız arkadaş, ihtiyaç duyulduğunda aranılan kişidir. Dar zamanların arkadaşıdır, zor zamanların arkadaşıdır. Bazen de keyif zamanlarının arkadaşıdır. Arkadaş arkadaşı yeri gelir kıskanır ama belli etmez. Arkadaş arkadaşa kızmak ister ama sabırla bekler, arkasının başına iş geldiğinde, “ben sana demiştim” der.
“Bunlara ne gerek var, azıcık aşım kaygısız başım” diyenler yemeği biber salçasız yiyenler gibidir. Yavandır biber salçasız yemek. Karnın doyar ama o kadar, aklında bir şey kalmaz.
Teyzemin kızı benim ilk arkadaşım, en iyi arkadaşım. Onun kadar eski olmayan başka kız arkadaşlarım da oldu. Kimisi ile artık görüşemiyoruz. Aramıza yollar, yıllar, değişen telefon numaraları girdi. Bazılarının adı hemen şu an aklıma gelmez. Ama geçirdiğimiz güzel günlerimiz sayesinde, ben bugün bu kadar kendimle mutluyum. Her bir kız arkadaşımın benim duruşumda, hayata bakışımda emeği var. Her biri ile yenilendim, gülecek yeni şeyler buldum.
Benim için gülmek, güldürmek çok kıymetlidir. Burada edebi edebi yazmamın yanında elimden geldiğince komik biri olmaya çalışıyorum ve nerede komik bir insan varsa onların yakınlarında durmaya çalışıyorum. İddia ediyorum ben ve kız arkadaşlarım bir araya geldiğimizde ekranlardaki stand up’çılar kadar komik olabiliyoruz. Kimse kimseden utanmıyor, kimse kendinden utanmıyor, muhabbet aktıkça akıyor.
Tend-and-befriend teorisi, 2000 yılında ortaya atılan bir teori. Teoriyi ortaya atan Shelly E. Taylor adında psikolog bir kadın. Yaptığı araştırmada, kurulan güçlü sosyal bağların yüksek derecede kendini açma becerisi ve sosyal destek sağlama ile ilişkilendiriyor. Kadınların güçlü sosyal bağlar kurdukları diğer kadınlar sayesinde, fizyolojik ve psikolojik sağlığının olumlu etkilendiği görülüyor. Tend- and- befriend stratejisiyle kadınların birbirine destek olma eğiliminde olduğu vurgulanıyor. Kadınlar merhametlidir derler ya fedakardır derler ya anadır derler ya aslında her kadın sevdiği bir diğer kadının, yeri geliyor anası oluyor, yeri geliyor psikoloğu oluyor. Sonuçta veren kişi verdiği için iyi hissediyor, alan kişi iyileştiği için iyi hissediyor. Arkadaşlıklardaki yön asla tek taraflı olmuyor, daha doğrusu tek taraflı olan arkadaşlıklar kısa ömürlü oluyor. Kısa ömürlü arkadaşlıklar sayesinde uzun ömürlü arkadaşlıkların kıymeti biliniyor.
Kimse kimsenin hayatına boşu boşuna girmez, kimse kimse ile tesadüfen tanışmaz. Hayatımız aslında, bizim zevklerimizle keyiflerimize ulaşmamızı sağlayan gayretlerimizin eseri. İnsanın kanadı gayretidir derler, o gayretler, kimi kısa kimi uzun olan süreçlerdir. Bir süreçten diğerine geçip duruyoruz, bunlara topluca ömür diyoruz.
Yazımı eskilerin bir tabiri ile bitireyim. Eskiler kadınların kadın olan hayat arkadaşlarını, ahretlik diye tanımlamışlar. Dünyada bitmeyen ebedi bir dostluk, kadın hayat arkadaşları. mistik aleme kadar devam eden arkadaşlıktır diyebiliriz.
Şu yazımı okuyan kadınlardan birinin kesin bu akşam ya da yarın bir kadın arkadaşı ile planı vardır. Planı olmayan yapsın bence kadın arkadaşı ihmal edilmez. Sinema sezonu açıldı, gidin beraber film izleyin, bir kafede oturun çay için, uzun bir yürüyüş yapın, hiç olmadı arayın arkadaşınızı beni gömün. Verdiğim akla sallayın. Harcayın beni, ben de ilk fırsatta sizi harcarım. Maksat birilerinin keyfi yerine gelsin. Kalın sağlıcakla, selam söyleyin benden en yakın kadın arkadaşınıza.
Yorumlar
Yorum Gönder